1. Kat
İrtifakı; yapılmakta olan ya da yapılması tasarlanan bir yapının bağımsız
olarak kullanmaya elverişli bölümleri üzerinde, yapı tamamlandıktan sonra
geçilecek kat mülkiyetine esas olmak üzere, arsa maliki yahut arsanın ortak
malikleri tarafından arsa payına bağlı olarak kurulan irtifaktır. Bu irtifaka
sahip kişilere “Kat İrtfakı Sahibi” denir.
2. Kat
Mülkiyeti; tamamlanmış bir kargir (taş ve beton kullanılarak) yapının ayrı ayrı
ve başlı başına kullanılmaya elverişli kat, daire, büro, dükkan, mağaza,
depo..., gibi bölümleri üzerinde o taşınmazın maliki ya da ortakları tarafından
kurulan mülkiyet haklarına “Kat Mülkiyeti”, bu hakka sahip olanlara ise “kat
maliki”, denir.
Aralarındaki farklar:
3. Kat
mülkiyeti tamamlanmış bir yapıda, bağımsız bölümler üzerinde söz konusu iken, kat irtifakı yapılmaya
niyetlenilmiş, bunun için resmi merciden gerekli izinleri alınmış ve tapuya
tescil edilmiş olmasına rağmen henüz fiili-hukuki anlamda tamamlanmamış yapının
bölümleri üzerindeki haktır.
4. Kat
irtifakı, tapu kütüğünde aynı sayfada yer alırken, kat mülkiyetinde her bir
bağımsız bölüm için ayrı bir sayfa açılır.
5. Kat
mülkiyeti, her türlü ön alım, ortaklığın giderilmesi vs. kısıtlama ve istisnalardan
sıyrılmış olması dolayısı ile psikolojik olarak para karşılığı bulabilmesi daha kolayken, kat
irtifakında bu yoktur.
6. Kat
irtifakı da kat mülkiyeti gibi halk
arasındaki “ arsa tapu- arsadan gelen paydaşlıktan ayrı- bir mülkiyettir.
7. Kat
irtifakı kurulu, kurulu kalmış yerlerde de Kat mülkiyet Kanununun yönetimle
ilgili hükümlerin geçerli olup olmadığında uyuşmazlık-tartışma yoktur. KMK
madde 17: “... kat irtifakı kurulmuş taşınmazlarda yapı fiilen tamamlanmamış ve
bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanılmışsa, kat
mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti
hükümleri uygulanır.”
8. Gözlemlerimizde,
toplu yapılarda da bu kanun hükmü, parsel bazlı değil yapı bazlı olarak
geçerlidir. Ancak, bu yapılarda yönetim planı üzerinde kurulması öngörülmüş ve
genellikle imalatçı firma yaklaşımıyla olan geçici yönetimler tarafından ticari-marka vb. kaygılarla,
özellikle giderlerin paylaşımında malik lehine farklı uygulamalarla karşımıza
çıkabilir, maliklerden biri Hakimin müdahalesini istemedikçe de davaya konu
olmamaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder